Geçen gün, yeni filmleri karıştırmaya karar vermiştim ki beyaz perdeye aktarılacağından haberim bile olmadığı "Atlas Silkindi" filmini görünce bir şaşkınlık bir heyecan...
Ayn Rand'ın çok sevdiğim bu romanı Plato Yayınlarında önce "Atlas Vazgeçti", sonra da "Atlas Silkindi" adıyla yayınlandı. Kalınlığından korkulmaması gerekiyor çünkü oldukça akıcı bir kitap. Yine de daha önce Ayn Rand okumamış olanlara "Hayatın Kaynağı" ile başlamalarını tavsiye ederim.
Nihayetinde filmin yayınlanmasının ardından bir yıldan fazla zaman geçtiğini henüz öğrenmiş olmak, beni çok heyecanlandırdı heyecanlandırmasına da, bunca zaman sinemaya aktarıldığını duymamam garip değil mi? İçime bir kuşku düştü. Köke tuhaf bir sahiplenmeyle bağlanan her canlı gibi uyarlanmış olmasına üzülmedim değil. Filmi fark etmemle izlemeye başlamam arasında oldukça kısa bir zaman geçti.
Bu kadar kötü bir film olur mu? Kitabı ve felsefesini bir kenara bıraktım ve normal bir film izliyormuşum gibi hissetmeye çalıştım ama hayır! Bu şekilde izlenecek bir taraf da göremedim. Üstelik filmin ikincisi de var. Elbette ben sırf merakımdan onu da izleyeceğim ama kitabı okumadıysanız filmi kesinlikle izlememeniz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ben önce filmi izlemiş olsaydım kitabı okumayı aklımdan bile geçirmez, konuyu da oldukça basit bulurdum. Aslında bu kötü uyarlama konusunda yönetmeni suçladığımı söyleyemeyeceğim. Kitabın içeriğinin beyaz perdeye aktarılabilir olduğunu düşünmüyorum. Sanırım ancak bu kadar olabilirdi.
Filmi beğenenler varsa, yorumları bekliyorum. Belki de benim beklentimin yüksek oluşu böyle düşünmeme neden olmuştur. Bana Atlas Silkin-eme-di gibi geldi.
Filmin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Ayn Rand'ın çok sevdiğim bu romanı Plato Yayınlarında önce "Atlas Vazgeçti", sonra da "Atlas Silkindi" adıyla yayınlandı. Kalınlığından korkulmaması gerekiyor çünkü oldukça akıcı bir kitap. Yine de daha önce Ayn Rand okumamış olanlara "Hayatın Kaynağı" ile başlamalarını tavsiye ederim.
Nihayetinde filmin yayınlanmasının ardından bir yıldan fazla zaman geçtiğini henüz öğrenmiş olmak, beni çok heyecanlandırdı heyecanlandırmasına da, bunca zaman sinemaya aktarıldığını duymamam garip değil mi? İçime bir kuşku düştü. Köke tuhaf bir sahiplenmeyle bağlanan her canlı gibi uyarlanmış olmasına üzülmedim değil. Filmi fark etmemle izlemeye başlamam arasında oldukça kısa bir zaman geçti.
Bu kadar kötü bir film olur mu? Kitabı ve felsefesini bir kenara bıraktım ve normal bir film izliyormuşum gibi hissetmeye çalıştım ama hayır! Bu şekilde izlenecek bir taraf da göremedim. Üstelik filmin ikincisi de var. Elbette ben sırf merakımdan onu da izleyeceğim ama kitabı okumadıysanız filmi kesinlikle izlememeniz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ben önce filmi izlemiş olsaydım kitabı okumayı aklımdan bile geçirmez, konuyu da oldukça basit bulurdum. Aslında bu kötü uyarlama konusunda yönetmeni suçladığımı söyleyemeyeceğim. Kitabın içeriğinin beyaz perdeye aktarılabilir olduğunu düşünmüyorum. Sanırım ancak bu kadar olabilirdi.
Filmi beğenenler varsa, yorumları bekliyorum. Belki de benim beklentimin yüksek oluşu böyle düşünmeme neden olmuştur. Bana Atlas Silkin-eme-di gibi geldi.
Filmin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder