Hasan Ali Topbaş
Hasan Ali Toptaş’ın Kayıp Hayaller Kitabından sonra karşıma ne çıksa
beğenirim? Varlığından bile haberdar olmadığım, muhtemelen o dönemlerde yurtta olmadığım
için gösterime girdiğinden ismini bile duymadığım “Gölgesizler” filmi. Hoş
haberdar bile olsam Hasan Ali Toptaş ve kitaplarıyla henüz tanışmamıştım. Önce
“Gölgesizler” kitabını okumuş olmayı tercih ederdim ama yurdumdan uzaklarda bu
filmle karşılaşmak yeterince büyülü olduğundan filmi bir an önce izlemek için
büyük bir heyecan duydum. İzlemeye koyulduk.
Film daha ilk dakikalarında beni içine almaya başladı ve filmin her karesinden büyük bir zevk aldım. Kitabı okumuş olsaydım, muhtemelen ayrıntıların tam anlamıyla uyarlanmış olmasını isteyecektim ve dikkatim hep kitaba kayacaktı ama böyle bir şansım yoktu. Bu yüzden sadece bir sinema filmini kitap tadında izlemiş oldum. Oyuncular tek tek dökülmeye başladıklarında her seferinde ayrı ayrı keyiflendim. Çünkü filmin harika bir kadrosu var. Önce Taner Birsel, sonra da ta Sağır Oda dizisinin Oğuz Bey karakteriyle tanıyıp sevdiğim Hakan Karahan çekti dikkatimi. Diğerlerini tek tek saymayayım çünkü oyuncuların neredeyse tümünü seviyorum desem yalan olmayacak. Hakan Karahan’ı sevmekte hiç haksız değilmişim. Açtım Wikipedia’yı film hakkında neler var neler yok okuyayım dedim. Çok da iyi etmişim. Gördüm ki bu Hakan Karahan Türk yazarların eserlerini sinemaya uyarlamak üzere “Narsist Film” adında film yapım şirketi kurmuş. Üstelik “Kayıp Hayaller Kitabı”nın da film haklarını satın almış. Çok sevindim. Umarım çekilecek diğer filmler de bu film kadar başarılı olur.
Güzel bir Türk filmi yapılır da o film hak ettiği değeri görür mü?
Görmemiştir, sanmıyorum. Yoksa bu filmi şimdiye dek defalarca insandan duymam
gerekirdi. Bir sürü olumsuz eleştiriler de almış; alsın, olsun. Bence çok keyifli, çok güzel bir filmdi.
Yapanı, yazanı ve yöneteni -ki yönetmeni Ümit Ünal-gönülden tebrik, takdir
ediyorum. Ben bu filmden çok keyif aldım, sağ olsunlar, var olsunlar, yok
olmasınlar. Bol bol güldüm, tam gülerken zınk diye üzülüverdim, sonra buruk
buruk gülmeye devam ettim. Filmin bir yerinde Hasan Ali Toptaş’ı görünce nedense
hayret de ettim.
Hakan
Karahan’ın uzunca konuştuğu ve devlet dairesini anlattığı kısımları Kafka anlatımları
ile özdeştirdim.
Filmdeki
at sahnesini pür dikkat izledim ve çok ilgi çekici buldum. Eleştirilerden şu
kısmı da beğendim o yüzden eklemeyi uygun gördüm. Alıntı “wikipedia”dan:
Sinema.com yazarı
Turgay Özçelik, Gölgesizler'i Çağan Irmak'ın yönetmenliğini ve
senaryo yazarlığını yaptığı Ulak filmi ile karşılaştırarak şu
şekilde konuşmuştur:
“Çağan Irmak bütün ağırlığı senaryonun dramatik yönüne verirken,
hikâyedeki fantastik ve gerilim öğelerini aynı ölçüde hikâye içerisinde
yerleştiremiyordu. "Gölgesizler"de ise, hem öykünün dramatik yönü,
hem de fantastik ve gerilim kısmı uyumlu bir bütünlük sergiliyor... Film bir
yandan gerçek ötesi bir aleme gönderme yapıp, oradan kazandığı gerilim ile
beslenerek, bir yandan da gerçek dünya ile arasında paralellikler kuruyor.
"Gölgesizler" fantastik bir yapı kurdukça, gerçeklikten uzaklaşmak
yerine, kurduğu alegori ile tam tersi ona yaklaşıyor.”
Filmin sonunda Candan Erçetin’in ilk kez duyduğum şarkısını da merak
ettim. Şarkı filmle hem uyumlu hem de güzel bir şarkı olmuş. Filmin sonunda
dinlemek ve ilk kez dinliyor olmak tüylerimi ürpertti. Söz ve müziği kendisine
ait olan “Ben Kimim” şarkısını Candan Erçetin bu film için yapmış ve şöyle
söylemiş:
“Bir filme şarkı yazmak bir edebiyat
eserinin hikâyesini bir şarkıda toplamak benim için yepyeni bir deneyim oldu.
”Gölgesizler” filmi zamansız ve mekansız bir anlatıma sahip bu bakımdan her
devir insanın ruh haline uyuyor”.
Ne hoş…
Ebru
2 yorum:
Hımmm....
Ebrucuğum, yorumlarından sonra hemen izleyesim geldi filmi. Bir sürü de güzel insan emek vermiş zaten. Kısa zamanda izlemek üzere, teşekkürler...
Nalan...
"Teşekkür ederim ablacım, dilerim sen de izler, benzer şeyler hisseder ve filmi beğenirsin.
Sevgiler, selamlar...
Ebru"
Yorum Gönder