Bu yazıyı konserin hemen ardından yazabilmiş olsaydım, eminim çok
daha coşku dolu bir yazı olacaktı. Fakat konser iki saat yirmi dakika kadar süren
dolu dolu bir dinleti olunca eve dönüp de oturup yazmaya takatim kalmadı.
Jehan Barbur’un dün geceki Alsancak Bios konserine öncelikle Sevgili’nin isteği
üzerine gittim. Bir iki parçayı bilmiyor değildim ama yeni çıkan Sarı albümünün
tanıtım konserine gitmek aslında benim için büyük bir cesaret örneğiydi.
Sıkılacak mıydım ki acaba?
Bios’un konser sahnesi normallerinden biraz yüksek, sahneyi görmek
adına bu çok olumlu bir şey. Sahne düzeni ve ses sistemi de oldukça
başarılıydı. Konser başladığında önce orkestra yerini aldı. Ardından Barbur’un
güzel sesiyle okuduğu Sarı şiirini duyduk ve gözleri kamaştıran güzelliğiyle
orkestranın arasına katılışını izledik.
Bir ara sokakta öldüm...
Dün
Öylece yani.
Birdenbire
Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde
Granit duvarlı binanın anlamsızlığına,
Şehrin boşu boşunalığına içerlerken
Bırakmışım son nefesimi kaldırıma
Bitmiş,
Öylesine yani.
Birdenbire
Dün
Öylece yani.
Birdenbire
Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde
Granit duvarlı binanın anlamsızlığına,
Şehrin boşu boşunalığına içerlerken
Bırakmışım son nefesimi kaldırıma
Bitmiş,
Öylesine yani.
Birdenbire
İlk anlardan itibaren sesinin çok nadir perde güzelliği, şarkı
söylemekten aldığı kişisel zevk ve tavırlarındaki samimiyet bizi de sardı. Henüz
1-2 hafta önce piyasaya çıkmış olan albümündeki şarkıların dinleyiciler
tarafından ezbere söylenmesi görülmeye değerdi. Fark ettirmemeye çalıştıysa da dinleyicilerin
bu halleri Barbur’un gözlerinin dolu dolu olmasına yetti. En ufak bir
yapmacıklık sergilememesi; en ufak olumsuz duyguya sebebiyet vermeden konser
alanına çivilenmemize neden oldu. Uzun süren konser boyunca hiç sıkılmadan ve
büyük bir keyifle konseri bitirdik.
Sıkılmak mı demiştim? Tersine; mutlu mesut, böyle bir sesin yurdumda bulunmasından memnuniyet duyarak döndüm evime.
Sıkılmak mı demiştim? Tersine; mutlu mesut, böyle bir sesin yurdumda bulunmasından memnuniyet duyarak döndüm evime.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Konsere ara verilir verilmez
etrafımızdaki insanlar sigara içmeye başladılar. Bu durumu Bios sahiplerinin
duyarsızlığına mı yoksa kapalı alanda sigara içerek diğer insanlara karşı tüm
saygısızlığını takınmış dinleyiciye mi mal etmem gerektiğine karar veremedim.
Yazık ki bu durum bu tip organizasyonların yapıldığı tüm mekanlarda
karşılaştığımız bir sıkıntı.
Jehan Barbur’la beraber orkestrasına da ayrıca teşekkür etmek
gerek. Harika çaldılar, keyfe keyif kattılar. Ayrıca bir blog yazarı olduğunu,
Bülent Ortaçgil’in desteğini aldığını, Feridun Düzağaç gibi şarkıcılara şarkı
yazdığını öğrenmek de pek hoşuma gitti doğrusu. Dinlememiş olanlarınıza bir
kulak vermenizi öneririm. Pişman olmayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder